Karımı Üniversitedeki Öğrencimle Aldattım!

      Karımı Üniversitedeki Öğrencimle Aldattım! için yorumlar kapalı

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Karımı Üniversitedeki Öğrencimle Aldattım!
Merhabalar, ismim Yiğit. 33 yaşındayım. Bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım. Üniversitede bazı projelerde çalışmak ve geliştirmek üzerine görevlendirilmiş bulunuyordum. Ama bundan 4 sene önce çok acil bir kadro değişimden dolayı, yarım dönemliğine bir Sanat Tarihi dersine girmem gerekti. O zamanlar 29 yaşındaydım ve bu gireceğim ilk ders olduğu için heyecanlıydım. Daha önce üniversitede hiç ders vermemiştim. Birinci sınıfların dersine girecek olmam birazcık da olsa rahatlatıyordu beni.

İlk dersime girdiğim günden sonra biraz daha rahatlamaya başlamıştım. Burada göstereceğim performans, üniversite içerisinde yükselmem için de önemliydi. O yüzden hiçbir kritik hata yapmamaya çalışıyordum. Ama dersler esnasında sürekli göz göze geldiğim bir kız vardı. İsmi Burçin idi. Derslere sürekli devam eden, ders içindeki etkileşimi çok kuvvetli olan, aşırı zeki ve güzel bir kızdı. Ders esnasında konuya bakış açısı, problemleri ele alış tarzı, yaptığım hataları bulup düzeltmesi ile beni çok etkilemişti.

Birkaç ders sonrasında artık Burçin’i aklımdan atamaz olmuştum. Burçin daha 19 yaşında, 1.75 civarında boyu olan, fidan gibi, gayet güzel ve sevimli, makyaj yapmayıp doğal güzelliğine güvenen bir kızdı. Bembeyaz teni ve koyu sarı saçlarıyla aşırı sevimliydi. Fiziği de güzelliği gibi çok etkileyiciydi. Göğüsleri ortalama büyüklükte ve dipdiri, kalçaları kıvrımlı ve çıkıktı. Burçin her şekilde beni etkiliyordu. Fakat bir sorun vardı, ben evliydim! Bunu nasıl yapacaktım? Bu kızı nasıl aklımdan atacaktım? Hiç bilmiyordum.

Bu düşünceler içerisinde yine bir gün derse girmiştim. Ders yine Burçin ile karşılıklı diyaloglarımız ve bakışmalarımız ile sürmüştü. Ders bittiğinde masamı toparlarken, Burçin gülümseyen yüzüyle yanıma geldi ve “Nasılsınız hocam?” dedi. Aynı şekilde karşılık verdim ona. Rahat görünmeye çalışıyordum, ama bu benden 10 yaş küçük kızın karşısında garip bir şekilde geriliyordum. Çalıştığım odama doğru dönerken ayaküstü sohbet ediyorduk Burçin’le.

Sanat bölümünde olduğum için, bazı heykel, seramik ve tuval çalışmaları yapıyordum. Burçin de bunları bir yerden(!) duymuş ve bunun hakkında bana bir şeyler sormak istemiş. Burçin’e, “Hakkımda bu kadar şeyi bana sormadan nasıl öğrendin merak ettim doğrusu?” dedim. Burçin biraz duraksadı ve “Sadece üniversitenin sayfasına baktım…” dedi. Biliyordum ki o sayfada bu kadar bilgi yazmıyordu. Burçin benim hakkımda büyük bir araştırma yapmıştı. Bu diyalogla Burçin’i birazcık köşeye sıkıştırmak kendime olan özgüvenimi ve keyfimi yerine getirmişti.

Burçin ikinci potunu da benim atölyemde kırmıştı. Gülümseyerek, “Parmağınızdaki yüzük yok bugün!” dedi. Gülümsedim ve “O kadar dikkat ediyorsun demek?” dedim. Burçin kızardı ve “Yok yani sadece gözüme çarptı…” dedi. Burçin ile bu şekilde ufak flörtleşmeler hoşuma gidiyordu. Bir yandan aklıma karım geliyordu ve vicdan azabı duyuyordum, ama bir yandan da bu flörtleşmelerden kendimi alamıyordum.

Burçin atölyemi gezdi ve “Bunlar çok hoş!” dedi etkilenmiş bir şekilde. Teşekkür ettim ve yarım kalan işimi yapmaya devam ettim. Burçin de bir sandalyeye oturdu ve ben çalışırken dakikalarca beni izledi. Bu bir süre sonra rutinimiz olmaya başladı. Burçin dersi yokken sürekli benim yanıma geliyordu ve beni çalışırken izliyordu.

Bir gün, “Ben de bir şey yapmak istiyorum!” dedi. Burçin’e, “İkinci senende atölye dersin olacak zaten, o zaman bol bol yaparsın…” dedim. Burçin, “Ama ben şimdiden istiyorum. Hem fena mı, el alışkanlığım oluşur!” dedi. “Pekala o halde!” dedim. Burçin boş bir tuvalin önüne oturdu. Ona birkaç basit çizim tekniği gösterdim ve “Hadi başla bakalım. Seni hayal gücünle baş başa bırakıyorum!” dedim. Ben de kendi yaptığım heykelin başına döndüm.

Sohbet ve iş derken aradan 2-3 saat geçmişti. Burçin’e, “Bugünlük bu kadar!” dedim. Burçin’in yanına giderek, “Bakalım ne yaptın bugün?” dedim. Tuvaline baktığımda büyük bir şaşkınlık içerisinde kalmıştım. Burçin tam karşımda çalıştığı için onun ne çizdiğini görememiştim. Burçin tüm o çalışma süresi boyunca beni çizmişti ben heykelimi yaparken. “Bu… bu muazzam olmuş! Sen bu kadar iyi miydin çizimde ya?” dedim. Burçin gülerek kafasını salladı. Ona, “Madem öyleydin, o basit çizim tekniklerini anlatırken niye durdurmadın beni?” diye sordum. Burçin, “Çok iyi anlatıyordunuz, bölmek istemedim!” dedi.

Bu kız o kadar şeyden sonra yine beni tavlayacak bir şey bulmuştu. Onunla vakit geçirirken çok zevk aldığımı fark ettim. Onun sürekli gelmesini beklediğimi fark ettim. Sanırım aramızdaki flörtleşme bir sonraki aşamaya doğru ilerliyordu. Baş başa kaldığımızda bana asla hocam demez ve sürekli ismimle hitap eder olmuştu…

Burçin bir gün resim çizerken ben onun arkasındaydım ve onun fırça darbelerini kontrol ediyor ve bazı yerleri gösteriyordum. Tam onun arkasında olmak, onun müthiş kokusunu duymak beni fena halde etkilemişti. Eğilip boynuna bir öpücük bırakmamak için kendimi zor tutuyordum. Bir süre sonra derin bir nefes vererek, “Sanırım halloldu…” dedim ve elini bıraktım. Yoksa dayanamayacaktım ve geri dönüşü olmayan şeyler olacaktı.

Burçin biraz üzgün bir şekilde bakarak, “Teşekkür ederim!” dedi. Sanki o da bun yakınlıktan memnundu ve bitmesine üzülmüştü. Ben tekrar kendi masama geçtim ve çalışmaya başladım; fakat ellerim titriyordu. Bir süre sonra sakinleşmek için dışarıya çıkıp bir sigara içtim. Bu kız beni fena etkiliyordu. Yalnızken sürekli ondan kurtulmayı düşünüyordum, ama onunla birlikte olunca güler yüzüne dayanamıyor ve tüm yelkenlerimi suya indiriyordum.

Yine bir çalışmamızın olduğu gün, karımın iki haftalığına ailesinin yanına gideceğini ağzımdan kaçırdım ve yakınarak, “Kim yapacak yemekleri şimdi?” dedim. Burçin de bunu sanırım kendisine bir mesaj vermek için söylediğimi sanmış olacak ki, “Ben sana yemek yapabilirim!” dedi. Şaka yaptığını sanarak, gülerek, “İyi olur!” dedim. Ama Burçin gayet ciddiydi ve “Karının gittiği akşam bana haber verirsen yemek yapmak için gelebilirim!” dedi.

Ben durumun ciddi olduğunu kavrayınca, “Kendini yormanı istemem benim için!” dedim. Burçin, “Ne demek, benim için bir keyif!” dedi ve ardından, “Yemek yapmak yani… Çok seviyorum yemek yapmayı!” diye ekledi. Diyecek bir şeyim yoktu, tek yapacağım şey ona bunu bir daha hatırlatmamaktı. Ama Burçin iki günde bir, “Yemeklerimi beğeneceksin umarım!” diyor ve bu konuyu sürekli ısıtıyordu…

Karımın gittiği gün Burçin’e, “Bugün karım gitti!” dedim mecburen. Burçin, “O halde akşam geliyorum!” dedi büyük bir gülümsemeyle. Burçin’e ‘Olur!’ anlamında kafamı salladım. İlk başta dışarıda yemek yiyerek onu başımdan savmayı düşündüm, ama iki haftalık süre içerisinde mutlaka evime gelmek isteyeceğini düşünerek bu işi fazla uzatmamayı planladım. Ayrıca ben de bunu istiyordum, ama korkularım vardı. Karıma bir şekilde bunun haberi gider miydi? Burçin ile aramızda daha fazla bir yakınlaşma olur muydu? Bunlardan ve daha çoğundan korkuyordum.

O akşam işimiz bittiğinde üniversiteden ayrıldık ve birlikte eve döndük. Heyecanlıydım. Arabayı park ettiğimde sanki gizlice birisini eve alıyormuşum gibi çok garip ve hızlı davranışlar sergiliyordum. Apartmanın dış kapısını açtım ve hemen içeriye girdim. Burçin garipser bir biçimde bana bakıyordu ve bu halime bir anlam veremiyordu. En üst katta bulunan daireme çıktım ve kapıyı açtım. İçeriye girip kapıyı kapattığımda derin bir nefes aldım. Burçin’i salona davet ettim ve “Birer kahve içer miyiz?” dedim. Burçin, “Ben yaparım!” dediyse de, ona, özel kahvemi yapmak istediğimi söyledim.

Özel olarak çektirdiğim kahvenin içerisine birazcık bal ve süt karıştırarak Burçin’e verdim. İlk yudumu aldığında, “Harika!” dedi. Gülümseyerek, “Kendi buluşum!” diye karşılık verdim. Burçin ile sohbet etmeye başlamıştık. Bir ara o kendi hikayesini anlatırken dalıp gitmiştim, Burçin’i süzüyordum iyice. Önünü açık bıraktığı bir gömleğin içine giydiği bir tişört, altına da giydiği normal bir kot pantolon ve hiç makyajsız yüzü ile saçlarını bir toka ile gelişigüzel topladığı bir şekilde karşımdaydı. Makyaj için tonlarca para harcayan, en şık ve pahalı elbiseleri alan, her ay bir sürü parayı kişisel bakımı için harcayan karımdan çok çok daha güzeldi.

Burçin, “Hey! Daldın!” dedi. Gülümseyerek, “Çok güzelsin!” dedim. Sonra bir anda kendime gelerek, “Şey yani…” dedim, ama cümlemi devam ettiremedim. Ne diyecektim ki? Burçin utangaç bir gülümseme ile teşekkür ettikten sonra, “Yemek hazırlamaya başlayım!” diyerek kalktı. Mutfağa gitti ve ben de ona eşyaların yerlerini söylemek için arkasından gittim.

Ben mutfaktaki sandalyeye oturmuş ikinci kahvemi içerken, o yemeği yapmaya başladı. Aşırı çekici görünüyordu bu haliyle. Her şeyi o kadar özenle yapıyordu ki, şaşılacak derecede titiz ve detaycıydı. İki tane yumurta kırmayı benimle evlendikten sonra öğrenen karım ile karşılaştıramıyordum bile Burçin’i. Sohbet ederken, “Biliyor musun, karım yemek yapmayı evlenince benden öğrendi. Annesi ve babasının evinde aşçıları varmış. Ben yemek yapmakta çok iyiyimdir, ama insan eşiyle birlikte yemek yapmanın keyfine varmak istiyor. Onun böyle bir isteği hiçbir zaman yoktu!” dedim.

Burçin, “O halde bana yardım edebilirsin, şu marulları doğramaya başlayarak!” dedi. “Zevkle!” diyerek yerimden kalktım ve mutfak tezgahına geçip marulları doğramaya başladım. Bu kızla harika vakit geçiriyordum. Çok özel yemekler yapmamıştık, ama o gün yediğimiz şeyler bugüne kadar tattığım en tatlı yemeklerdi.

Yemekten sonra güzel bir kırmızı şarap doldurduk kendimize ve salona geçip koltuğa oturarak sohbet etmeye başladık. İlgi alanlarımız çok benzeşiyordu. İlgilendiğimiz farklı şeylerde de birbirimize sürekli bilgiler veriyor, onlar üstüne tartışıyorduk. Karımla iki yıllık evliliğim boyunca konuşmadığım kadar konuşmuşumdur Burçin ile o birkaç ay içerisinde. O kadar kendisine bağlayan bir etkisi vardı Burçin’in.

Kadehteki şaraplarımız bittiğinde Burçin birer kadeh daha doldurmak için ayağa kalkmak istedi, ama elini tutarak, “Otur, boş ver şarabı!” dedim. Burçin oturdu ve tatlı bir gülümsemeyle gözlerimin içine baktı. Burçin’e, “Seninle sohbet etmek çok hoş!” dedim. Burçin, “Aynı şekilde seninle de!” diye karşılık verdi. Burçin’e içimdeki tüm duyguları açmaya başladım. “Senden uzun süredir etkileniyorum. Aslında kendimi durdurmaya çalıştım, ama yapamıyorum. Beni alıp götürüyorsun. Öyle bir fırtınasın ki, karşı koyamıyorum senin etkine!” dedim.

Burçin ağzı kulaklarında dinliyordu beni. Konuşmamı bitirdiğimde eğildim ve yavaşça dudaklarından öptüm. Hiçbir şey söylemedi, itiraz da etmedi. Eğilip bir kere daha biraz daha uzun sürecek şekilde öptüm. Burçin de yavaş yavaş karşılık veriyordu bana. Artık kesintili öpüşmelerimiz sürekli bir hal almıştı, dudaklarımız ayrılmıyordu artık. Öpüşüyorduk istediğimiz gibi. Burçin’in yumuşacık boynuna attım elimi ve okşamaya başladım. Ateş basıyordu Burçin’i öptükçe. Burçin’i öperken elini tutup ayağa kaldırdım ve yatak odama doğru yürümeye başladık.

Yatak odamdan içeriye girdiğimizde artık bunun geriye dönüşünün olmadığını ikimiz de biliyorduk. Zaten bunun geriye dönmesini ya da bitmesini isteyen de yoktu. Burçin’i kalçalarından tutarak yatağa yatırdım ve bacaklarının arasına girerek daha şehvetli öpmeye başladım. Burçin altımdaydı ve inleyerek emiyordu dudaklarımı. Burçin’in gömleğini çıkarttım, üstündeki tişörtü de çıkarıp kenara attım. Sade, düz bir pembe sutyen vardı beyaz göğüslerini kapatan. O düz sutyen o kadar sexy geliyordu ki gözüme. Sutyeninin kopçalarını açarken Burçin’in göğüslerinin üst kısımlarını öpmeye başladım. Göğüslerini sutyenden tamamen kurtarınca da emmeye başladım. O orta boylarda dik göğüslere aç bir çocuk gibi saldırıyordum…

Burçin beni hafifçe itti. Dizlerimin üstünde doğrulduğumda tişörtümü çıkartıp kenara attı. Ben de pantolonumu çıkardım, sadece Boxerla kaldım. Yatağa uzanıp kendimi Burçin’e bıraktım. Burçin yavaşça Boxeri çıkarttı. Kalkık sikimi görünce birkaç saniye duraksadı. Heyecanlandığı belliydi. Sikimi eline aldı ve okşamaya başladı. Sonra da tokasını çıkarttı ve eğilip hafif hafif emmeye başladı sikimi. Çok amatördü. Sadece başını ve biraz daha altını ağzına alabiliyordu. Saçlarına daldırdım ellerimi ve onu yönlendirmeye başladım. Burçin’in sikimin tamamını ağzına alması birkaç dakika sürdü, ama sonunda güzel bir uyum yakaladık. Her şeyde olduğu gibi yatakta da güzel bir uyumumuz olmuştu.

Burçin sikimi emerken taşaklarımı okşamaya başladı. Bir süre sonra dizlerinin üstünde doğruldu. Onu yatağa yatırdım ve göbek deliğine öpücükler kondururken pantolonunu çıkarttım. Pembe düz bir külot ile kaldı karşımda sadece. Utanıyor gibiydi. Külotunu hafifçe çekerek çıkarttım. Tüysüz, küçük dudaklı amı karşımdaydı artık. Bacaklarını araladım hafifçe ve elimi amının üstüne koydum. Burçin utanarak, “Ben.. daha önce hiç yapmadım…” dedi. Şaşırarak, “Bakire misin yani?” dedim. Burçin, “Evet… Aslında ben daha önce bir erkekle de öpüşmedim…” deyince iyice şaşırdım. Bu kızın sevişme konusunda ilki olacaktım.

Bacaklarını araladım ve o bakire amı yavaş yavaş yalamaya başladım. Burçin inleyerek zevkle kıvranıyordu yatakta. Vücudu önümde dans ediyordu adeta. Ellerimi bacaklarında tutarak amını yalamaya devam ettim. Öyle güzel sulanmıştı ki amı, Burçin’in zevk aldığından yüzde yüz emin olmuştum. Onu iyice rahatlatana kadar yalamak istiyordum amını, ama Burçin beni şaşırtarak erkenden orgazm oldu. Yattığım kadınlar arasında en erken orgazm olan kızdı Burçin. Gözlerime bakarak, “Bu çok farklıydı…” dedi ve nefes nefese yatmaya başladı.

Burçin’in bacaklarını yukarı kaldırıp geriye iterek, ortaya çıkan pembe ve daracık göt deliğini yavaş yavaş dillemeye başlamıştım. Bakireliğini almayacaktım bugün ve arkadan deneyecektim ilk ilişkimizi. Burçin biraz şaşırmış, ama sonra farklı bir zevkin etkisiyle her şeyi benim kontrolüme bırakmıştı. Göt deliğini uzunca yaladıktan sonra Burçin’in bacaklarını omzuma aldım ve “Canın biraz yanacak, ama bana güvenirsen çok zevk alacaksın!” dedim. Burçin gözlerini sımsıkı kapattı ve kafasını ‘Tamam!’ anlamında salladı.

İyice yanaşıp, sikimi göt deliğine dayadıktan sonra yavaşça bastırdım. Göt deliği çok dardı ve Burçin sürekli kendini kasıyordu. Elimi amına attım ve okşamaya başladım. Ben okşadıkça Burçin biraz daha rahatlıyordu ve bu sayede kendini kasmayı bırakıyordu. Bir yandan amını okşarken, bir yandan götüne yavaş yavaş giriyordum. Götüne her girdiğim santimde daha fazla zevk alıyordum, Burçin de iniltilerini arttırıyordu. Onu rahatlatmak ve kendini kasmasını önlemek için her türlü şeyi yapıyordum. Elim amının üstünde gezerken dilim de sürekli göğüslerinin ucundaydı…

En sonunda köküne kadar girdiğimde, “Bak gördün mü, hepsini aldın işte!” dedim. Burçin gülümseyerek dudaklarımı öptü ve “Senin sayende aldım, beni çok rahatlattın!” dedi. Öpüşmelerimiz devam ederken yavaş yavaş Burçin’in götüne girip çıkmaya başladım. Daracık göt deliğinin içinde her yerini hissedebiliyordum. O sıcacık deliği sikmek benim için büyük bir keyifti. Zamanla git gellerim hızlanıyordu ve daha sert pompalıyordum. Burçin ara sıra çığlıklar atıyor, bazen de sadece kısa kısa iniltiler çıkartıyordu. Burçin’in duygularını hissetmek, yüzünün değişimini görmek o kadar keyifliydi ki, onu izlerken de müthiş keyif alıyordum…

En sonunda boşalmaya yaklaşmıştım. Burçin’in götüne sertçe kökledim ve döllerimi içine boşalttım. Boşalırken duvarda asılı olan fotoğrafa gözüm takılmıştı. Karımla benim düğün fotoğrafımızdı. Burçin göğsüme hafifçe dokunarak, “Şey, kalkabilir miyim?” dedi. Kendime geldim o an ve yavaşça Burçin’in götünden çıkıp yatağa attım kendimi. Burçin tuvalete gitti. Ama ben garip bir şekilde gözlerimi o fotoğraftan alamıyordum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32